Zarafet... Aslında ne kadar da soyut bir kavram değil mi? Ama hayatımızın her köşesinde o kadar somut bir şekilde kendini hissettiriyor ki... Bir düşünün, şık bir restoranda yediğiniz yemekten, zarif bir müzik parçasının notalarına kadar her şeyde bir zarafet arıyoruz. Peki ya sevdiklerimize verdiğimiz değer? İşte o değeri en güzel yansıtan şeylerden biri de çiçekler... Özellikle de özenle seçilmiş, duyguları en iyi şekilde ifade eden bir çiçek siparişi.
Bir buket çiçeğin gücü hafife alınmamalı. Bazen söyleyemediğimiz her şeyi, bir demet gül anlatır. Bazen de sadece seni düşünüyorum demenin en güzel yolu, taptaze bir papatya demetidir. İstanbul gibi koskoca bir şehirde, o karmaşanın içinde bile zarafeti bulmak mümkün. İşte o zarafet de, bazen bir İstanbul çiçekçisinin elinden çıkan bir sanat eserinde saklıdır.
Peki zarafet sadece dış görünüş müdür? Bence değil. Zarafet, aynı zamanda bir duruş, bir tavır, bir inceliktir. Sevdiklerimize karşı gösterdiğimiz özen, onlara sunduğumuz hediyelerde de kendini gösterir. Unutmayın, bir çiçeğin anlamı, sadece türünde değil, aynı zamanda onu kimden aldığınızdadır da gizlidir. Mesela anneler gününde annenize göndereceğiniz bir orkide, ona olan sevginizi ve saygınızı en zarif şekilde ifade etmenin yoludur. Ya da sevgilinize vereceğiniz kırmızı güller, aşkınızın en tutkulu halini simgeler.
Düşünsenize, özel bir gün yaklaşıyor ve siz ne hediye alacağınıza karar veremiyorsunuz. Sıradan bir hediye almak yerine, neden ona bir çiçek siparişi vermeyesiniz ki? Belki de o, en sevdiği renklerdeki lalelerden oluşan bir buketle gününün en güzel sürprizini yaşayacak. Belki de evine girdiğinde, mis gibi kokan frezyalarla bütün yorgunluğunu unutacak.
Aslında zarafet, hayatın her anında yakalayabileceğimiz bir detaydır. Yeter ki gözümüz açık olsun ve sevdiklerimize değer verdiğimizi göstermek için fırsatları kaçırmayalım. Ve unutmayalım ki, bazen en küçük bir jest, en büyük mutluluklara yol açabilir. Bir İstanbul çiçekçisinin özenle hazırladığı bir buket, işte tam da o jestlerden biridir.